top of page
Yazarın fotoğrafıENES ÇELEBİ

Bir Ekonomi Mucizesi: Güney Kore

Güney Kore, halkın yiyecek dahi bulamadığı şartlardan dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmenin mucizevi başarısıdır. 1960’lı yıllardaki kişi başına düşen milli geliri incelersek; Güney Kore’nin 80, Gana’nın 180 ve Türkiye’nin ise 380 dolar civarında bir kişi başına düşen milli geliri olduğunu görürüz. Yani 1960’lı yıllarda Gana’nın dahi arkasında kalmış bir ülkeden bahsediyoruz.


Güney Kore’yi anlamaya 1945 yılı ile başlayabiliriz. 1945 yılı ABD’nin Japonya’ya karşı mutlak zafer kazanması ile savaşın bittiği yıldır. Savaşın bitmesinin en önemli sonuçlarından biri, 1910-1945 yılları arasında Japon işgalinde kalan Kore’nin artık sömürge olmaktan kurtulmasıdır. Güney Kore işgalden kurtulmasına rağmen bütün fabrikaları yağmalanmış ve insanları ciddi travma geçirmiştir. Bu olumsuzluklar altında Güney Kore’nin kalkınması 3 ana başlık altında incelenebilir.



1.  ABD Yardımları

1945 sonrasın dönemin ideolojik ve jeostratejik rekabetinden ötürü ABD dış politikasında “komünizm” ile mücadele öncelik haline gelmişti. Bu mücadeledeki stratejilerden biri de, komünizm tehditi altındaki ülkeleri ekonomik olarak desteklemekti. Çin ve Sovyetler ile komşu olan Güney Kore’de bu durumdan ciddi istifade etti. 1970’lere kadar 70 milyar dolara yakın yardım aldı. Fakat alınan kaynakların kullanılması ciddi bir strateji ile yönetilmiştir. Bunu da ikinci bir başlıkta inceleyebiliriz.  


2. Kalkınma Stratejisi ve Devlet Planlaması

1945 yılından beri yardımlar alan Güney Kore’nin 1960’lı yıllardan sonra ekonomisi çok yönlü ve hızlı bir şekilde büyüdü. Bu büyümenin en önemli sebebi ülkenin kurduğu ve geliştirdiği ekonomi stratejisidir. 1961 yılında ülke lideri Park Chung-hee tarafından açıklanan ilk 5 yıllık kalkınma programı ile devlet, kalkınmacı bir ekonomik model yarattı. Samsung ve LG’yi desteklenen şirketlere örnek olarak gösterebiliriz. Onlara tanınan ucuz kredi, vergi indirimi ve teşvikler ile bu şirketler kısa sürede hızla büyüdüler. Güney Kore, ülkelerin kalkınmada patinaj çektiği yerler olan tekstil ve demir-çelik sanayisine takılı kalmamış. Ekonomik büyümeyle gelen parayı yeniden doğru kanallara aktararak teknoloji ve inovasyon gibi alanlarda da öncü ülkelerinden biri olmuştur. 


3. Eğitim, Kültür ve Sanat 

Güney Kore yüksek bir eğitim bilinci ile nitelikli okullar ve müfredatlar hazırladı. Uzun yıllar süren eğitim yatırımlarının sonucunda Güney Kore, BM’nin insani gelişmişlik endeksine göre ABD ve Fransa gibi ülkeleri geride bırakarak 19. olmuştur. Sonuç olarak, 1960’lı yıllarda umutsuz vaka olarak görülen Güney Kore, bugün dünyanın en büyük 11. ekonomisidir. Aynı zamanda ileri teknolojilere yön veren ve bunlarla yetinmeyip kültür-sanat alanlarında da rekabet edebilen hatta kültür ihraç edebilen bir konumda. 


Güney Kore hakkında ilgi çekici bilgiler:

  • 1960 yılında BM’ye sunulan bir raporda Güney Kore’nin ekonomisi bir çöp kovasına benzetilmiş ve bölgede potansiyeli en düşük ülke olduğu belirtilmiştir. 

  • Güney Kore sadece teknoloji değil K-POP ve Squid Game gibi dünyaca ünlü dizi ve müzik oluşumları da ihraç eden dev bir ekonomidir. 

  • Güney Kore coğrafyasında hiçbir doğal zenginlik yoktur. Ülke için üretimden başka zenginleşecek bir yol bulunmaz.




28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page