Kendimizi gün geçtikçe dijitalleşen bir dünya içinde bulsak da, kağıt önemini asla yitirmiyor. Para, mendil, fiş ve ambalajlar hayatımızdaki kağıt içeren ürünlerden sadece birkaç tanesi. Günlük yaşantımızın mihenk taşı olan kağıtların günümüze gelene kadar uğradığı değişim ise şaşırtıcı derece az. Üstüne pek düşünmesek de kağıt bizler için son derece önemli. Kağıdın icadından önce insanlar neyin üstünde yazıyordu? Kağıt ilk ne zaman ortaya çıktı ve hep aynı malzemelerden mi üretiliyordu? Her zaman aynı geometriye mi sahipti? Yazımızda bu sorulara cevaplar arayacağız.
Kağıttan önce insanlar; mağara duvarlarına, taşlara, kil tabletlere, bambu kamışlarına, hayvan derilerine, papirüslere, parşömenlere ve hatta ipek kumaşlarına yazılar yazıp resimler çiziyorlardı.
Kağıda dair en eski kalıntılar Tibet’te bulunuyor ve buradaki kağıtların M.Ö. 2. yüzyıldan kaldığı düşünülüyor. Tibet’in karasal iklimi, oradaki kağıtların çok fazla hasara uğramadan günümüze kadar ulaşmasında büyük rol oynadı. Ancak Tibet’teki kağıtların kimin tarafından yapıldığı bilinmiyor. Bu nedenle M.S. 105’de Çin’deki ilk kağıtları icat eden kraliyet saray görevlisi Ts’ai Lun (Cai Lun) kağıdın mucidi olarak kabul ediliyor. Ts’ai Lun, dut ağacının kabuğunu küllü su ile kaynatıp hamur haline gelene kadar yoğuruyor. Karışım hamur haline geldikten sonra ise kalburun üstüne yayıp suyunu süzerek kurumaya bırakmış ve böylece kağıdın en ilkel halini üretmeyi başarmıştır.
Kağıt ardından; Japonya, Kore ve Vietnam gibi Çin’in etrafındaki ülkelere yayıldı. Kağıt, Talas Savaşı ile Müslümanlara da ulaştı ve Müslümanlar ham madde olarak kenevir ve keten kullandı. Ardından da o zamanlar başta Müslümanların (Endülüs Emevileri) kontrolü altında olan İspanya ve Portekiz olmak üzere tüm Avrupa’ya ulaştı. Akabinde de 1120 yılında İspanya’nın Valensiya şehrinde ilk kağıt fabrikası kuruldu. 1450’li yıllarda, Alman Johannes Gutenberg’ün metal harflerle baskı tekniğini bulması ve bu tekniği matbaa makinesinde kullanmasının ardından kağıda olan talep katlanarak arttı.
Kağıda olan talebin artması farklı ham madde arayışlarına neden oldu. Böylece ağaçlar ve ağaçlardan elde edilen selüloz kağıt yapımında en çok kullanılan ham madde ünvanını aldı. Günümüzde ham maddeler değişse de kağıt yapma yöntemi pek değişmedi. Japonlar, yüzyıllardır pirinçten kağıt üretiyorlar. Japonya’da pirinçten yapılan kağıt ve günümüzde yapılan kağıt aşağı yukarı aynı işlemlerden geçiyor. Tsai Lun’a kıyasla en büyük fark şu an bütün sürecin makineler tarafından sürdürülmesi. Kağıdın yaygınlaşması ile insanlar düşüncelerini yazıya daha kolay döktü ve dünyanın binbir farklı ucuna ulaştırma imkanı buldu.
Kağıtlar hakkında birkaç ilgi çekici hap bilgi:
İlk kağıt yapma makineleri 18. yüzyılda Fransız Nicholas Robert ve İngiliz Fourdrinier tarafından geliştirildi.
Standart bir A4 kağıdı en fazla 7 kez katlanabilir. Mevcut imkanlarla 8. katlama mümkün değildir. Teorik olarak, kağıdı 51 kez katlayabilirseniz elde edeceğiniz kalınlık Dünya'nın Güneş'e olan mesafesine eşit olacaktır.
Günümüzdeki A serisi kağıtların oranı 1/√2 ‘dir. Bu oran kağıt kesimlerinde minimum atık oluşmasını sağlıyor. Bu oranı kullanmanın avantajı 1786’de Alman bilim insanı Georg Lichtenberg'ün Johann Beckmann'a yazdığı mektupta belirtilmiştir.
Papirüsten üretilen kağıtlar üretim yöntemi gereği kare şeklindeydi. Sonralarda hayvan derisinden yapılan dikdörgen parşömenler kullanılmaya başlandı. Yapay kağıt üretimine başladığında ise insanlar dikdörtgen şekilli kağıda alıştığı için kağıtlar dikdörtgen şeklinde üretilmeye devam edildi.
Comments