Tarihçi Arnold Toynbee: “Biz batılıların 400 yılda kurduğumuz uygar kurumları Atatürk, ülkesinde dört yılda kurmayı başardı.” diye yazar. Dört yıla sığarak bir mucize yaratan Cumhuriyet’e giden yolu kısaca inceleyelim:
Atatürk, cumhuriyet projesini kısa zamanda tasarlayarak kurmadı. Harbiye sıralarından beri J.J. Rousseau, Montesquieu, Kant gibi yabancı aydınlar ile Tevfik Fikret, Namık Kemal, Ziya Gökalp gibi yerli aydınları okumuştur. Farklı coğrafyalarda Osmanlı’nın çöküşünü gözlemlemiş, daha sonrasında ise yeni devletin kurucu kadroları olarak göreceğimiz arkadaşları ile reçeteler üzerinde çalışmıştır.
Bu konuyu sınıf arkadaşları şöyle açıklarlar, Asım Gündüz: “Bizler vatan, millet ve Türklük fikrini ilk defa Harp Akademisi sıralarında ondan öğrendik” der. Ali Fuat Cebesoy ise Sınıf Arkadaşım Atatürk adlı eserinde, Atatürk’ün, 1902 yılında Harp Akademisi’nin birinci sınıfındayken “Cumhuriyetçi” fikirler taşıdığını, 1905’te atandığı ilk görev yeri olan Şam’a gitmeden önce arkadaşlarıyla yaptığı bir görüşmede, “Asıl dava, yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkarmaktır” dediğini belirtiyor.
Mustafa Kemal Paşa ordu müfettişi olarak 1919’da gönderdiği raporda yer alan, “Millet, milli egemenlik esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.” maddesi Cumhuriyetin bir işaretiydi. 1919 Amasya Genelgesi’nde, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” maddesi aslında Cumhuriyet’in bizzat kendisiydi. Bütün bu amansız mücadelenin amacı ise siyasi bağımsızlığı sağlayıp Türk Milletinin hakettiği gibi yaşamasını sağlayacak kültür devrimlerinin önünü açmaktı.
Yaklaşık 620 yıl varlığını sürdürmüş Osmanlı İmparatorluğu’nun sadrazamlarından 200 tanesinden yaklaşık 70 tane sadrazam Türk kökenliydi. Hariciye ve maliye ekseriyetle Yahudi ve Hristiyanlara bırakılmış. Türklere ise askerlik ve küçük esnaflık işleri kalmıştı. Bu durum Türklerin seneden seneye geri kalmasına dünyada hızla gelişen fikir ve sanayi devrimlerinden uzak kalmasına sebep olmuştur.
Cumhuriyet yüzyıllardır ilimden ve ilerlemeden koparılmış sonrasında da savaşlarla imha ya da esir seçeneklerine mahkum edilmiş Türk milletinin “Muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacağız” manifestosudur.
1927 yılında yapılan ilk genel nüfus sayımında nüfusumuz 13 milyon olarak tespit edilmiştir. Bu nüfusu değerlendirecek olursak tablo şöyledir:
- Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4. 1935’te ise yaklaşık 17.5 milyona ulaşan nüfusumuzda okuma-yazma oranı yüzde 20’ye yükseldi.
- Nüfusun yüzde 80’i kırsalda, yüzde 6’sı şehirlerde ve yüzde 4’ü göçebe yaşamakta
- Ülkede 72 ortaokul, 23 lise ve medrese düzeyinde eğitim veren sadece bir üniversite vardı.
- Özellikle Arapça olmak diğer diller yazın hayatında Türkçe atıl duruma düşmüştü.
- 337 doktor, 434 sağlık memuru, 60 eczacı bulunuyordu. Buna karşılık ciddi salgın hastalıklar vardı.
Cumhuriyet, tek sermayesi ayağını bastığı toprak olan ve onu da yitirmenin eşiğine gelmiş Türk milletinin kısa sürede maddi ve manevi kaybettiklerini kazandığı mucizedir. Cumhuriyet, ilk Türk Devletlerinden beri gelen demokrasi ve ilericilik esaslarına geri dönüştür.
Atatürk’ün, ¨Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.¨ sözünde ortaya koyduğu Türk milleti olarak bize düşen, Cumhuriyetimizin bizimle yükselebileceğini unutmadan emanetimize sahip çıkıp onu yüceltmektir.
Yolumuzu aydınlatan Cumhuriyet meşalesinin 101. yılı her yıl daha aydınlık olması dileğiyle kutlu olsun.
Cumhuriyet Hakkında Hap Bilgiler
Türk kadını 1934’te seçme ve seçilme hakkını kazandı. Türkiye, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesinde Avrupa’da yedinci; dünyada 12’nci sırada yer aldı.
Ulu önder, Nutuk’u okurken sonuna vasiyetnamesi ve çocuklarına verdiği emir olan “Gençliğe Hitabeyi” okur. İzleyenlerle o anın şahitleri Atatürk’ün, Gençliğe Hitabe’yi okurken sesinin titrediğini, birkaç defa duraksayıp gözlerinin yaşardığını söylerler.
Kendisi son zamanlarında hastalığından ötürü korkan ve kaygı duyan ‘sensiz ne yaparız’ paşam diyenlere “Mustafa Kemaller artık 20 yaşında” yanıtını vermişti.
Times gazetesi de 1919 günlü sayısında kongre için “Sivas’taki Anadolu Cumhuriyeti” diye başlık atmıştı.
Comments