Refah Faciası, Birleşik Krallık’tan sipariş edilen dört denizaltı ve dört muhrip gemisini (savaş gemisi) teslim almak üzerine görevlendirilen “Refah” yük gemisinin 1941’de Mersin açıklarında batırılması olayıdır. Faciada; mürettebattan 15 deniz subayı, 16 Hava Harp Okulu öğrencisi, 48 denizaltı subayı, 63 deniz eri ile 25 gemi mürettebatı olmak üzere 167 kişi şehit olmuş ve 32 kişi ise vatana sağ olarak dönmüştür. Bu olay nedeniyle Türkiye, II. Dünya Savaşı’na girmesinden (1945 yılında) 4 yıl önce 168 şehit vermiş. TBMM’deki şiddetli tartışmalar sonucu dönemin Milli Savunma Bakanı Saffet Arıkan ve Ulaştırma Bakanı Cevdet Kerim İncedayı istifa etmiştir. Refah Şilebini kimin batırdığı uzun yıllar boyu halkta gizemini korumuştur. İngiltere, Nazi Almanyası ve İtalya’yı suçlamış. Nazi Almanyası ise kendilerinin ve İtalyanların olayla alakaları olmadığını belirtmiştir.
Geminin Vichy Fransasına [1] ait bir denizaltı tarafından torpillendiği, bir Vichy Fransası savaş gemisi tarafından vurulduğu ve İtalyanlar tarafından mıknatıslı mayınlar yerleştirilmek unsuruyla sabote edildiği gibi iddialar ortaya atılmıştır. Kapalı kapılar ardında ise o günlerde faciadan kurtulan Fransız istihbarat subayı Evranos, Geminin Vichy Fransası tarafından bir Mısır gemisi sanılarak torpillendiğini Amiral Sait Halman’a iletmiştir. Ayrıca, sağ kalan bir Türk Yüzbaşısının raporuna göre gündüz vakti bir Fransız uçağı tam üzerlerinden uçmuş ve yardım taleplerini ise görmezden gelmiştir. Vichy Fransası, “Adour” isimli akaryakıt gemisi de dahil olmak üzere 2 gemiyi Haliç Boğazı’nda tazminat olarak Türkiye'ye bırakmıştır.
[1]: (Vichy Fransası, İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın Fransa'yı yenmesinden sonra Fransa'nın Vichy kentinde kurulan Fransız hükûmeti.) Refah Faciası hakkında birkaç ilgi çekici bilgi:
Refah Faciasından kurtulan askerlerden biri yıllar sonra Dumlupınar denizaltısında, üçü ise Atılay denizaltısında şehit olmuşlardır.
Refah Faciasında hayatını kaybedenler, olaydan ancak 10 yıl sonra 5795 Sayılı Kanunla şehit sayılmıştır. Ailelerine maaş bağlanması ise 1960’lı yılların ortasını bulmuştur.
Sipariş edilen dört denizaltıdan ikisi Türkiye’ye teslim edilmiş ve diğer ikisine ise İngiliz Hükümeti el koymuştur. El konulan denizaltılardan birisi savaşın bitimiyle teslim edilmiş, diğeri ise Nazi Almanyası tarafından batırılmıştır.
Comments